Yöresel Ürünler
Kıbrıscık Pirinci : Kıbrıscık pirinci esmer pirinç olup, normal pirinçlere nazaran daha fazla besin maddesi ihtiva eder ve pişirme esnasında diğer pirinçlere göre daha fazla şişer. Diğerpirinçlerde şişme oranı 1:2 olarak gözlemlenirken, bu oran Kıbrıscık pirincinde 1:3 civarında seyreder.
Nohut : Kıbrıscık'da yetişen nohutlar iri taneli ve lezzetlidir.
Üzüm ve Asma Yaprağı:Asma, değişik toprak tiplerine uyum yeteneği yüksek olan bir bitki türü olmakla birlikte ilçemizde uygun arazi şartlarında kumlu topraklarda, doğal yağışlar yardımıyla susuz tarımla yetiştirilmektedir. Üzümleri çok lezzetli olup, yaprakları ekşimsidir. Bu özellik salamura dolmalık yapraklarda ayrı bir lezzet katmaktadır. Alan grubu köylerinde tarımı yapılır.
Sirke ve Yöresel Meyve Özleri : Yörede doğal koşullarda yetişen yabani bitkilerden elde edilen meyveler toplanarak meyve özü ve sirke ürünleri oluşturulmaktadır. Bölücekkaya köyünde yerli bir vatandaş tarafından devlet destekli yöresel bir iştirakte Acı Elma Sirkesi, Acı Elma Özü, Acı ErikSirkesi , Acı Erik Özü, Alıç Sirkesi ve Alıç Özü gibi ürünler üretilmektedir. Bu sirke ve meyve özü ürünlerinin kalp, tansiyon, bağırsak ve şekerhastalığı rahatsızlıklarına iyi geldiği söylenmektedir.
Pekmez:Alanhimmetler köyünde bulunan pekmez makinesiyle alan grubu köylerinden elde edilen üzümler pekmeze dönüştürülmektedir. Kıbrıscık pekmezi, yine kendi Kıbrıscık üzümünden doğal tad ve aroma barındırır. Kıvamı, rengi, tadı, kokusuyla doğal Demir (Fe) kaynağı niteliğindedir.
Pestil : Yabani ve ekşi nitelikteki erikler toplanır, kazanlarda kaynatılır. Ezilmiş ve erimiş meyvelerilistir vasıtasıyla el baskısıyla süzülür, böylece çekirdeklerinden de ayıklanır. Erimiş sıvı forma dönen meyve bir beze serilerek güneş altında kurutulur. Güneş altında katılaşan meyve püresi pestil formuna döner ve asıl halini alır. Pestil, ister öylece yenir, ister ekşilik katma maksadıyla yemeklerde suyla eritilerek kullanılır. Pestil yapımında alıç ahlat ve kuşburnu gibi meyvelerde kullanılır.
Kıbrıscık Kurusu ( Kürül ):Kıbrıscık Kurusu; un, tereyağ, süt, kaymak ve tuzdan yapılmaktadır. Kıbrısçık İlçesi köylerinde yaşayan halk geçimlerini sağladıkları hayvanlarıyla beraber Haziran ayında yüksekliği 1.500 – 2 bin metre olan yaylalara çıkarlar. Yöre halkı yaklaşık 2 – 3 ay bu yaylalarda kalarak yazın o sıcak günlerini, serin serin bu yaylalarda geçirirler.Yöre halkı yayla günlerinden sonra köyde geçecek uzun kış günlerinde birbirlerine misafirliği gelirler. Eve gelen misafirlere çay ile beraber kürül ikram edilir. Yaylaların son günlerinde hemen hemen her yaylada günlük 4 - 5 tane fırın yakılır, tatlı bir telaş içinde kürüllerin hazırlanması sağlanır, kerpiç fırınlarda doğal olarak pişirilir.Fırının başındaki kadın kürüllerin güzel pişmesi için fırının içini sık sık kontrol eder. Kızarmış kürüller tek tek alınarak fırının yan tarafında bir bezin üzerinde bekletilir. Bu esnada fırının etrafına yayılan o süt ve kaymak kokusu her tarafa yayılır. Kürüller bu şekilde tamamen pişirildikten sonra yine tamamı fırının içersine konularak kurumaları sağlanır. Kürüller kışın uzun süre (yaklaşık 7 -8 ay) bekleyeceği için küflenmeye ve bozulmaya karşı bu uygulama ile dayanıklı olurlar.Pişen ve kurutulan kürüller tek tek silinerek yüzeylerinde kalan kurum ve is kalıntılarından arındırılır. Şekil olarak bozuk ve kırık olanlar ayıklanır, bez çuvallara konularak köye gönderilir. Bez çuvallarda kürüller serin ve rutubetsiz ortamda 7 – 8 ay muhafaza edilebilir. Yaylaya gidememiş komşulara ve akrabalarına yayladan gelenler kürül armağan ederler. Yine kış günlerinde eve gelen misafirlere çay ile birlikte ikram edilir.Kürülün en önemli özelliği içinde hiçbir katkı maddesi, hiçbir kimyasal kullanmadan tamamen organik ürünler kullanarak yapılmasıdır. Kürülün lezzeti doğal ürünlerle hazırlanması ve saatlerce verilen emekten kaynaklanmaktadır.
Kıbrıscık Taşı : Eski kültürlerde kalsedonun ruhu ve inancı olumlu şekilde etkilediğine, uyku sorunlarını tedavi ettiğine inanılırdı. Bunun dışında her kalsedon çeşidine farklı bir tedavi edici güç ve önem atfedilmiştir.Anadoludaki, bugünkü Eskişehir, bölgesindeki kalsedon yataklarından binlerce yıldır taş çıkarılmaktadır. Kalsedon Hitit ve Urartu dönemleri boyunca buradan çıkarılan kalsedonu ihraç etmiştir. Daha sonra Romalılar döneminde ise taşın ihracı çok yüksek seviyelere ulaşmıştır. Taş genelde mühür halkası, mücevher ve oymalarda kullanılırdı.Strese iyi geldiği söylenen Kalsedon taşı artık Kıbrıscık’ta da çıkartılıp işlenmektedir.
